Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan “Millete Hizmet Yolunda” konuşmasında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyor, Millete Hizmet Yolunda programı vesilesiyle tekrar huzurlarınızda bulunmaktan memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum” ifadeleriyle konuşmasına başlayan Erdoğan, mayıs ayının, Cumhuriyet tarihinin en parlak, her açıdan en başarılı sonuçların elde edildiği, ilkbaharla birlikte Türkiye’de umutların çok farklı şekilde filizlendiği, boy verdiği bir ay olduğunu belirtti.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarıyla ilgili önemli adımların atıldığını ifade eden Erdoğan, “İstanbul’a inşa edeceğimiz üçüncü havalimanıyla ilgili ihaleyi gerçekleştirmiş, Hazine’den hiçbir harcama yapmadan, tam tersine, 25 yıllık kira karşılığı Hazinemize 36 milyar dolarlık gelir getirecek bu havalimanının startını vermiştik” diye konuştu.
Aynı ay içinde 2,5 milyar dolara mal olacak üçüncü köprünün temelini attıklarını, Sinop’ta 22 milyar dolarlık ikinci nükleer enerji santrali kurmak için Japonya ile ön anlaşma yaptıklarını anlatan Erdoğan, Uluslararası Para Fonuna (IMF) borcun son taksidini ödediklerini, 10,5 yıl önce 23,5 milyar dolar olarak aldıkları borcu sıfırladıklarını hatırlattı.
Erdoğan, mayısta Merkez Bankasının rezervlerinin de rekor kırdığını, göstergenin faiz tarihinin en düşük seviyesine gerilediğini, kredi derecelendirme kuruluşlarının arka arkaya notunu artırarak, Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülkeler arasına aldığını söyledi.
“Çok büyük bir senaryonun parçası oldular”
“Ekonomideki bu güzel gelişmelere ek olarak çözüm süreci de kararlılıkla ilerliyor, artık dağlarımızdan acı haberler gelmiyordu” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“İşte tam da böyle bir ortamda, umutların büyüdüğü, Türkiye’nin başarılarına başarılar eklediği, rekorların kırıldığı bir dönemde, malumunuz, Taksim Gezi Parkı’nda bazı eylemler başlatıldı. Konuşmamın en başında, Taksim Gezi Parkı’nda, tamamen yanlış bilgilendirme neticesinde, samimi olarak ağaç ve çevre eylemi yapan vatandaşlarımı tenzih ediyorum. Ancak bu samimi vatandaşlarımızın dışında kalan eylemciler, Türkiye’nin en parlak ayını yaşadığı bir dönemde, maalesef çok büyük bir tertibin, çok büyük bir senaryonun parçası oldular ve kendi ülkelerini hedef alan saldırıda, bilerek ya da bilmeyerek aktör olarak kullanıldılar.
Şunu hepinize büyük bir rahatlıkla ifade etmek isterim, Gezi Parkı’nda ağaç, çevre, park hassasiyetini kendisine perde yaparak başlatılan eylemler, ekonomimizi, demokrasimizi, çözüm sürecini, yani istikbalimizi hedef almasına rağmen, milletimizin ferasetiyle, milletimizin bizlere olan desteği ve hayır duasıyla maddi bazı zararların ötesinde, geleceğimizi karartamamıştır. Türkiye demokrasisi bu olaylar karşısında ciddi bir sınamadan geçmiş, demokrasimiz bu sınavı başarıyla atlatmıştır.”
Çözüm sürecinin de bu tertiplerden etkilenmediğini, milletin sağduyusu sayesinde kardeşliğin güç kazanmaya devam ettiğini belirten Erdoğan, “En güzel, en başarılı sınavı ise hiç kuşkusuz Türkiye ekonomisi vermiştir. Eğer bu boyutta bir saldırı 10,5 yıl önce gerçekleşmiş olsaydı, inanın, Türkiye ekonomisi bundan çok derinden etkilenir, çok ağır kayıplar verir, millete çok ağır faturalar ve bedeller yüklenirdi. Ancak 10,5 yıl boyunca ekonomide yaptığımız yapısal reformlar sayesinde, Türkiye ekonomisi bu saldırılara karşı başarılı bir direnç göstermiştir” diye konuştu.
“Türkiye, ülkelerden bir ülke değildir”
Türkiye’nin bu tertipler üzerine tek yürek olduğuna işaret eden Erdoğan, bu sinsi saldırılar karşısında tam bir feraset, basiret, en önemlisi de sağduyu ve itidal içinde davrandığını, bir yandan milli iradeye en güçlü şekilde sahip çıkarken diğer taraftan tezgahları alt üst ettiğini ve oyunu bozduğunu vurguladı.
Erdoğan, halkın, şiddet eylemlerini, vandallığı, barbarlığı büyük ibretle izlediğini ancak sandığa, sandık sonuçlarına, demokrasiye sahip çıkmak suretiyle tüm bu tuzakları etkisiz hale getirdiğini bildirdi.
“Şunu altını çizerek ifade etmek istiyorum, Türkiye, ülkelerden bir ülke değildir. Türkiye, üzerinde operasyon yapılacak, üzerinde ameliyat yapılacak, üzerinde kirli oyunlar denenecek bir ülke de değildir” vurgusu yapan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu büyük devlet, büyük milletiyle birlikte her türlü saldırıyı bertaraf edecek, her türlü oyunu bozacak, art niyetli, kötü niyetli çevrelere de gereken cevabı verecek, onlardan hesap soracak güce ve iradeye ziyadesiyle sahiptir. Hiçbir vatandaşım, hiçbir kardeşim endişe etmesin. Tarih boyunca bizim üzerimizde oynanan oyunları bu millet nasıl bozduysa 76 milyon, tek yürek halinde bundan sonra da oyunları bozacak, alt üst edecektir. Biz çok yoğun şekilde Türkiye’yi büyütmeye, Türkiye’yi istikrar ve güven zemininde gelecekle buluşturmaya devam edeceğiz.”
“Çok emin adımlarla, kararlı şekilde 2023 hedeflerimize ilerliyoruz”
Başbakan Erdoğan, 2023 hedeflerine sadece 10 yıl kaldığını söyledi. Çok emin adımlarla, çok kararlı şekilde bu hedeflere doğru ilerlediklerini anlatan Erdoğan, gelecek 10 senenin ilk 5 yılını tüm detaylarıyla planladıklarını, 10. Kalkınma Planı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduklarını ifade etti.
Erdoğan, 2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planı döneminde Türkiye’nin yıllık ortalama yüzde 5,5 oranında büyümesini hedeflediklerine işaret ederek, “Böyle bir büyüme oranıyla 2018 yılı sonunda inşallah milli gelirimiz 1,3 trilyon dolara ulaşmış olacak. Kişi başına milli gelirimizi ise 5 yılın sonunda 16 bin dolara çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
Gelecek 5 yıl içinde toplam 4 milyon yeni istihdam oluşturacaklarını bildiren Erdoğan, işsizlik oranını da 2018 sonunda yüzde 7,2 seviyesine düşürmeyi amaçladıklarını kaydetti.
Plan döneminin sonu 2018’de enflasyonun yüzde 4,5’a indirilmesini hedeflediklerini de belirten Erdoğan, “Mali disiplini, güven ve istikrar açısından çok önemli görüyoruz. Önümüzdeki dönemde de mali disipline titizlikle riayet edeceğiz” ifadesini kullandı.
“Ekonomik sosyal alanlarda yapısal dönüşüme yönelik politikalarımızı sürdüreceğiz”
Başbakan Erdoğan, 10. Kalkınma Planı çerçevesinde, gelecek dönemde de ekonomik sosyal alanlarda yapısal dönüşüme yönelik politikalarını sürdüreceklerine işaret ederek, “İstanbulumuzun uluslararası bir finans merkezi olma nihai amacı doğrultusunda, plan dönemi sonunda, Küresel Finans Merkezleri Endeksinde ilk 25 içine girmesini hedefliyoruz” dedi.
Tarımda toplulaştırdıkları arazi miktarını yaklaşık ikiye katlayarak 8 milyon hektara ulaştıracaklarını anlatan Erdoğan, “İşletmeye açılan sulama alanını 3 milyon hektardan 4 milyon hektara, ağaçlandırılan toplam arazi miktarını 3 milyon hektardan 4 milyon hektara çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Plan dönemi sonunda Türkiye’deki bölünmüş yol ağını, otoyol dahil yaklaşık 30 bin kilometreye ulaştıracaklarını belirten Erdoğan, ayrıca hızlı tren hat uzunluğunu 2 bin 500 kilometreye çıkarmayı öngördüklerini söyledi.
Erdoğan, 151 milyon olan yıllık havayolu yolcu sayısının 2018 sonunda 232 milyon olmasını hedeflediklerini, havayolu sektöründe İstanbul’un uluslararası bir aktarma ve bakım-onarım merkezi haline getireceklerini bildirdi.
Türkiye’nin bu dönemde bölgesel lojistik bir üs olmasını amaçladıklarını anlatan Erdoğan, ihracat hedefine ulaşmak için büyük ölçekte liman kapasitelerini hayata geçireceklerini dile getirdi.
Turizmde 42 milyon yabancı ziyaretçi ağırlamayı, turizmden 45 milyar dolar gelir elde etmeyi hedeflediklerini belirten Erdoğan, “Müteahhitlik hizmetlerinin yurt dışı taahhüt tutarı şu anda yıllık 30 milyar dolar. Bunu da 2018 itibariyle 50 milyar dolara çıkarmayı amaçlıyoruz” dedi.
Plan döneminde, eğitimin her kademesinde altyapı ve kaliteyi daha da geliştirerek, beşeri sermayeyi daha nitelikli hale getireceklerini vurgulayan Erdoğan, sağlık altyapısının da geliştireceğini, koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin daha da güçlendireceğini, gelecek 5 yıllık süreçte 80 bin yatak, 30 bin hekim ve 80 bin hemşire kapasitesi ekleyeceklerini ifade etti.
Bölgesel kalkınma projelerine, özellikle KÖYDES, BELDES, SUKAP’a kararlılıkla devam edeceklerini bildiren Erdoğan, “Dış politikada etkin ve aktif politikalarımızı sürdürecek, bölgesel ve küresel barış için katkılarımızı daha üst seviyelere taşıyacağız” diye konuştu.
“Türkiye olarak bu iddialı hedefleri tutturacak her türlü imkana sahibiz”
“10. Kalkınma Planı ile 2023 hedeflerine, çok daha fazla yaklaşılacağını bildiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“2018 için koyduğumuz bu hedefleri tutturacak, geriye kalan 5 yılda da bu hedefleri aşarak 2023 hedeflerine ulaşmış olacağız. Şunu bilmenizi isterim ki biz Türkiye olarak bu iddialı hedefleri tutturacak, hedeflere ulaşabilecek her türlü imkana, her türlü potansiyele sahibiz. Eğer çalışırsak, eğer ter dökersek, eğer gayret edersek, inanın, Türkiye’yi çok kolaylıkla 2023 hedeflerine ulaştırır ve ülkemizi dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna yükseltebiliriz. Burada en önemli unsurlardan biri de ülkemizin birliği, dayanışmamız ve kardeşliğimizdir.”
Türkiye’nin, on yıllar boyunca, enerjisinin çok önemli bir kısmını içerdeki meselelere sarf etmek zorunda kaldığına işaret eden Erdoğan, içerde oluşturulan suni gerilimler, içerde oluşturulmak istenen çatışmalar ve gereksiz tartışmaların, adeta bir vakum gibi ülkenin enerjisini emdiğini, sömürdüğünü söyledi.
“76 milyon bir ve beraber olarak geleceğe odaklanmalıyız”
Erdoğan, ekonominin büyüme eğilimine girdiği, demokrasinin standartlarının yükseldiği her dönemde, suni tartışmalar ve gerilimlerin ülkenin gündemini esir aldığını ve Türkiye’ye ağır bedeller ödettiğini anlattı.
Bu kısır döngüyü artık tamamen kırmak zorunda olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
“İçerdeki meselelerimizi tek tek, kalıcı olarak çözmek, artık tam anlamıyla 76 milyon bir ve beraber olarak geleceğe odaklanmak zorundayız. Birliğimizin, dayanışmamızın, kardeşliğimizin önündeki her engeli, her tehdidi bertaraf etmek ve tarihte olduğu gibi tek yürek halinde geleceğe ilerlemek durumundayız. Türkiye, geçmişte olduğu gibi azınlığın çoğunluğa hükmettiği bir ülke değildir. Azınlığın çoğunluğa hükmettiği bir ülke, demokratik bir ülke olamaz, hukuk devleti olamaz, sosyal devlet olamaz. Bununla çoğunluğun azınlığa tahakkümünü de asla kastetmiyorum. Ama demokrasilerde şüphesiz ki azınlığın çoğunluğa tahakkümü de asla mümkün değildir.”
“Geçmişte, ülke olarak, millet olarak her ne yaşadıysak, hangi acıya maruz kaldıysak, inanın, mutlu bir azınlığın, elitlerin, seçkinlerin Türkiye’ye hükmetmesinden yaşadık” diyen Erdoğan, hükümetleri döneminde bu adaletsizlik, hukuksuzluk ve anti demokratik uygulamaların son bulduğunu dile getirdi.
“Demokrasi tüm kurumlarıyla işler hale geldi”
Başbakan Erdoğan, azınlığın çoğunluğa hükmetmesine son verildiğini, demokrasinin tüm kurumları ve kurallarıyla işler hale geldiğini vurguladı.
Eski günleri özleyen, imtiyazlarının geri verilmesini isteyenlerin elbette bu yeni süreçten, bu demokratik süreçten rahatsızlık duyduğunu ifade eden Erdoğan, ancak herkesin, yekdiğerinin görüşüne, tercihine ve yaşam tarzına saygı duymak zorunda olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Bizim yaşam tarzımıza karışılmasın” diyenlerin, başkalarının yaşam tarzına da müdahale etmemesi, başkalarının yaşam tarzlarına da saygı duyması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Demokrasi, çoğunluğun azınlığı ezmesi, azınlığı reddetmesi, azınlığın tercihlerini yok sayması da asla değildir. Özellikle hükümetimiz döneminde, sayısına bakılmadan, etkisine, gücüne, nüfusuna, nüfuzuna bakılmadan, 76 milyonun her bir ferdinin haklarını temin etmek, tesis etmek konusunda çok samimi çalışmalar yürütülmüştür. Bundan sonra da her etnik kökenin, her inanç grubunun, 76 milyonun her bir ferdinin sorunlarını sorunumuz olarak görmeye, her birinin üzerine kararlılıkla gitmeye, çözüm sürecine koymaya devam edeceğiz.”
“Türkiye’yi dayanışma, birliktelik ve kardeşliğin üzerinde büyüteceğiz”
Şiddetsiz bir ortamda, konuşarak, anlaşarak, ortak paydalarda buluşarak sorunların üstesinden geleceklerine işaret eden Erdoğan, Türkiye’yi de bu anlayış, dayanışma, birliktelik ve kardeşliğin üzerinde büyüteceklerini kaydetti.
Erdoğan, içerde huzuru muhafaza ederek, sorunları çözerek, dışarda barış çağrılarını sürdürerek, inşallah bölgenin, hatta dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olma yolunda kararlılıkla ilerleyeceklerini vurguladı.
“Türkiye’nin gerçek gündemiyle meşgul olmaya devam ediyoruz”
Türkiye’de yaşanan bazı olaylara, tertip ve saldırılara asla aldanmadan, bunlarla enerjilerini heba etmeden, ülkenin gerçek gündemiyle meşgul olmaya, ekonomiyi büyütmeye ve demokrasiyi yüceltmeye devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, haziranda da ülke ve millet için çok önemli hizmet, ziyaret ve temaslara imza attıklarını anlattı.
Kuzey Afrika ziyaretleri
Erdoğan, 3 ve 6 Haziran’da Kuzey Afrika’nın 3 önemli ülkesine, sırasıyla Fas, Cezayir ve Tunus’a ziyaretler gerçekleştirdiklerini anımsatarak, Kuzey Afrika’nın, özellikle son birkaç yıldan bu yana çok önemli bir demokratik değişim ve dönüşüm sürecini yaşadığını söyledi.
Dünyanın önde gelen ülkelerinin, Kuzey Afrika’daki, Doğu Akdeniz’deki bu değişim ve dönüşüm sürecinden maksimum fayda elde etmeye, bu bölgedeki mevcudiyetini, ekonomik ve siyasi varlığını güçlendirmeye çalıştığının altını çizen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin bu bölgeye sırtını dönmesi, bu bölgeye bigane kalması, bu bölgede yaşanan gelişmelere kayıtsız kalması asla ve asla söz konusu olamaz, olmamalıdır. Bu bakımdan, bizler, hem Ortadoğu’da hem Doğu Akdeniz’de hem de Kuzey Afrika’da Türkiye’nin önemli bir bölgesel güç haline gelmesi için her türlü girişimi kararlılıkla sürdürüyoruz. Halklarımız arasındaki güçlü kardeşlik bağlarından ve müşterek tarihimizden aldığımız ilhamla Kuzey Afrika ile ilişkilerimizi çok daha derinleştirmenin, çok daha sağlamlaştırmanın mücadelesini veriyoruz. Fas, Cezayir ve Tunus’a gerçekleştirdiğimiz ziyaret, bu bakımdan çok büyük bir ehemmiyet taşıyordu. Hamdolsun, her 3 ülkeyle olan mevcut dostluk ve işbirliğimizi, yaptığımız temaslar neticesinde stratejik bir seviyeye taşıdık ve ülkemiz adına çok önemli kazanımlar elde ettik.”
“Çok sayıda siyaset ve devlet adamını ağırladık”
Hazirandaki dış politika temaslarının sadece Kuzey Afrika ziyaretiyle sınırlı olmadığını belirten Erdoğan, dünyanın dört bir yanından gelen çok sayıda siyaset ve devlet adamını da Türkiye’de ağırladıklarını ve hem bölgesel hem de küresel meseleleri ele aldıklarını, karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını anlattı.
Erdoğan, bu meyanda, Avrupa Birliği Komiseri Stefan Füle, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, Slovakya Başbakanı Robert Fico, Lübnan Eski Başbakanı Saad Hariri, Hamas lideri Halid Meşal, Gazze’den İsmail Heniyye, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, Suudi Arabistan Milli Muhafız Bakanı Prens Mut’ıb bin Abdullah’ı ağırladıklarını ve her biriyle önemli meseleleri görüştüklerini hatırlattı.
Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesine (TÜRKPA) üye Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan meclis başkanlarıyla bir araya gelerek, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de olduğu çalışma yemeğini birlikte yediklerini anımsatan Erdoğan, daha güçlü ilişkiler kurabilmek için atılabilecek adımları değerlendirdiklerini söyledi.
Erdoğan, bu temasların yanı sıra, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının düzenlediği Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu’na katıldıklarını kaydetti.
“Milletimize pek çok müjde verdik”
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarla Türkiye kökenli insanlarla, onların temsilcileriyle bir araya geldiklerini, onların sorunlarına kulak verdiklerini, tek tek notlar aldıklarını ve karşılıklı çözüm önerileri sunduklarını ifade eden Erdoğan, her zaman olduğu gibi haziranda da bir dizi açılış gerçekleştirdiklerini, pek çok önemli düzenleme yaptıklarını ve millete pek çok müjde verdiklerini dile getirdi.
Erdoğan, ilk olarak Osmanlı Arşivleri’nin yeni binasının açılışını yapmak suretiyle tarihe sahip çıkmanın, tarihi muhafaza altına almanın, bilimi insanlığın hizmetine sunmanın haklı gururunu yaşadıklarına işaret etti.
“Bu binada, inşallah, 96 milyon belge, 370 milyon defteri muhafaza edecek, bunları peyderpey, sınıflarına göre araştırmacıların hizmetine sunacağız” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu ay içinde eğitim adına, gençlerimiz adına çok önemli bir projeyi de hayata geçirdik. ‘Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim’ adını taşıyan bu projeyle 81 ilimizdeki 347 yurdumuzda gerçekten çok büyük bir altyapı kuruldu, çok ciddi bir yatırım yapıldı. Projeyle Kredi ve Yurtlar Kurumumuza bağlı öğrenci yurtlarında kalan 310 bin gencimiz, odaları dahil tüm yurt binalarında ücretsiz internet erişimi imkanına kavuştu. Öte yandan, FATİH Projesi’nde de yeni bir aşama kaydettik ve işin sonuna geliyoruz. Bu projenin önemli bir adımı olan öğretmen ve öğrenciler için tablet bilgisayarların temini ihalesinde ön yeterlilik dosyalarını aldık. Öğrencilerimize dağıtacağımız toplamda 10 milyon 600 bin adet tabletle ilgili olarak böylece önemli bir adımı attık.”
“Eğitimde adeta devrim niteliği taşıyan gelişme”
Erdoğan, ihaleyi kazanacak firmalara, yerli Ar-Ge merkezi kurmaları şartı getireceklerine dikkati çeken Erdoğan, bu firmaların, 3 yıl içinde Türkiye’de yatırım yapacaklarını ve üretime başlayacaklarını vurguladı.
Eğitimde adeta devrim niteliği taşıyan bu gelişmenin, tüm öğrenci, öğretmen, velilere hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, “Bu ay içinde bir başka müjde daha açıkladık. Bu müjde, özellikle engelli öğretmen adayı kardeşlerimizi yakından ilgilendiriyor. Geçtiğimiz şubat ayında, engelli öğretmen adayı kardeşlerimizin de öğretmen olabileceğini, bunun önünü açtığımızı müjdelemiştim. Çok kısa bir zaman zarfında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın da katkılarıyla Milli Eğitim Bakanlığımızda konuya dair alt yapı oluşturuldu. Elektronik ortamda başvurular alınmak suretiyle 46 branşta, 600 engelli öğretmen alımı için işlemleri başlattık” şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, 600 engelli öğretmen adayının, 2013-2014 eğitim öğretim yılında göreve başlayacaklarını belirterek, bu gelişmenin de hayırlı olması dileğinde bulundu.
Sözleşmeli çalışanlara kadro müjdesi
Bir başka müjdeyi de sözleşmeli çalışanlara verdiklerini anımsatan Erdoğan, yapacakları düzenlemeyle kamuda çalışan bir kısım sözleşmeli personelin devlet memurları kadrosuna geçmesine imkan tanıdıklarını söyledi.
Erdoğan, 25 Haziran tarihi itibarıyla görevde bulunan, 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesine göre çalışan sözleşmeli personel, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49’uncu maddesine göre çalışan sözleşmeli personel, 4924 sayılı Kanun hükümlerine göre çalışan sözleşmeli sağlık personelinin, devlet memuru kadrosuna geçebileceğini bildirdi.
Bu kapsamda, 96 bin 500 personel bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, konuya ilişkin yasal düzenlemeyi de inşallah bu yasama döneminde yapacaklarını dile getirdi.
Erdoğan, bu müjdenin de sözleşmeli personel ve ailelerine hayırlı olmasını temenni etti.
Akdeniz Oyunları
Mersin’de 9 Haziran’da önemli bir açılış daha gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mersinli kardeşlerimizle Akdeniz Oyunları için yaptığımız yaklaşık 500 milyon liralık yatırımların resmi açılışını yaptık. Bunun yanında 300 milyonluk cari harcamalar da olacak. Akdeniz Oyunları’nın bedeli böylece 800 milyonu buluyor. Sadece 18 ay içinde 11 yeni tesisi projelendirdik, ihale ettik ve inşaatlarını tamamladık ve hizmete sunduk. Bu sayede, 25 bin kişilik bir stadyum, 7 bin 500 kişilik muhteşem bir spor salonu, 4 bin 500 kişilik Akdeniz Oyunları Köyü, merkezde bin kişilik spor salonu, 720 seyircili bocce tesisi, bin kişilik jimnastik salonu, 3 bin 500 kişilik tenis kortu, 500 kişilik spor salonu, atıcılık tesisleri ve bin kişilik olimpik yüzme havuzu, Mersin’e kazandırıldı.”
Başbakan Erdoğan, bu eserlerin, Akdeniz Oyunları’nın ardından da hizmet vermeye devam edeceğini ifade ederek, 20 Haziran’da 17’nci Akdeniz Olimpiyatları’nın resmi açılışı için tekrar Mersin’e gittiklerini, son derece görkemli ve heyecan verici bir açılışı gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Erdoğan, 18 ay gibi kısa bir süre içinde Mersin’de çok büyük işler başardıklarını ve 24 ülkeden yaklaşık 6 bin sporcunun katıldığı 17’nci Akdeniz Oyunları’nı başarıyla gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını dile getirdi.
Akdeniz Olimpiyatları’nda millete madalya sevincini yaşatan tüm sporcuları tebrik eden Erdoğan, “21 Haziran’da Kayseri’deydik. Orada da yine başarılı bir organizasyonla U-20 Dünya Futbol Şampiyonası açılış törenini gerçekleştirmenin coşkusunu yaşadık. Bizler, Türkiye olarak gerçekleştirdiğimiz tüm bu başarılı organizasyonları, İstanbul 2020 Olimpiyatları’nın adeta bir önsözü, bir provası olarak görüyoruz. İnşallah, millet olarak çok daha büyük bir heyecanla İstanbul 2020 Olimpiyatları’na da ev sahipliğini yapmanın gururunu yaşayacağız” değerlendirmesinde bulundu.
“Bu atılımlarımızı hiç kimse durduramayacak”
Erdoğan, Türkiye’nin, güven ve istikrar içinde büyümeye, 2023 hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlemeye devam ettiğini vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye, tüm engellemelere, tüm tertip ve tehditlere rağmen, güçlü bir ülke, güçlü bir millet olarak geleceğe doğru koşuyor. İnşallah, bu yürüyüşümüzü, bu atılımlarımızı hiç kimse durduramayacak. Türkiye, tarihinden aldığı güçle geleceğini barış ve kardeşlik üzerine daha sağlam şekilde inşa edecek.”
Başbakan Erdoğan, konuşmasını, yaklaşan Ramazan ayının ülke, millet, tüm İslam dünyası ve insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyerek tamamladı.